23 Mayıs 2014 Cuma

Aşar

Aşar = Osmanlı döneminde toprak ürünlerinden alınan vergi. Arapça onda bir anlamında gelen üşr'ün çoğuludur ve dilbilgisine göre aşur olması gerek çoğulu, Türkçe'de öşr ticari ve sinai ürünlerden alınan vergi, aşar tarım vergisi için ayırt edilerek kullanılmıştır. Osmanlı sisteminde İslami şeriata dayandırılan onda bir vergilendirme, İslamiyet öncesinde de diğer semavi dinlerde de uygulanmıştır. Aşar İslam anlayışına göre zekattan sayılır. Peygamber zamanında aşar, yağmur alan ve almayan topraklara göre tam ve yarım aşar olarak uygulandığı gibi, feth edilen toprakların Müslüman olmayanlarda bırakılan kısımlarından alınan haraç da gerçekte aşarın eş değeridir.

Uluslararası Çalışma Teşkilatı ILO


Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) ilk kez 1928 yılında asgari ücret uygulanması ile ilgili 26 sayılı sözleşmeyi kabul etti. Türkiye bu sözleşmeyi 1973 yılında onayladı. 1951 yılında tarım alanında çalışanlar için hazırlanan sözleşme Türkiye tarafından 1969 yılında onaylandı. ILO'nun asgari ücretin tespitinde ailenin geçiminin de göz önünde tutulmasına ilişkin 131 sayılı sözleşmesini Türkiye onaylamadı. Türkiye'nin bugünkü asgari ücret belirleme yönteminde işçinin yalnızca kendisinin geçim durumu dikkate alınmaktadır.

ASEAN

ASEAN (Association of Southeast Asian Nations - Güney-Doğu Asya Milletleri Birliği)

Güneydoğu Asya ülkeleri arasında kurulan serbest ticaret bölgesidir. 1967 yılında Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland ve Singapur tarafından kurulmuştur. Daha sonra Brunei, Vietnam, Laos, Myanmar ve Kamboçya'da üye olmuştur. Halen 600 milyona yakın nüfus ve 700 milyar dolara yakın milli gelire sahip on ülkeyi kapsamaktadır.

Arz Yanlısı İktisat

Arz Yanlısı İktisat = Ekonomik büyümeyi sağlamanın yolunun piyasaları etkinleştirmekten geçtiğini savunarak, 1980'li yıllardan itibaren hemen hemen tüm ülkeleri etkileyen ve ekonomik politikalarına yön veren akım. Arz yanlısı iktisat yaklaşımı ekonomik büyümenin en önemli faktörünün serbest piyasa olduğuna inanan klasik ve monetarist iktisatçılar tarafından savunulmuş ve aynı sıralarda ABD'de Reagan, Britanya'da Thatcher döneminde uygulanmıştır. Halem günümüzde yaygın olarak uygulanmakta ve uluslararası kuruluşlar tarafından tüm ülkelerde uygulanması savunulmaktadır.

Arz yanlısı iktisat kavramını ortaya atanlar, bunu genellikle klasik iktisadın yeniden keşfi olarak tanımlamışlardır. Ekonominin üretim potansiyeli ile ilgilenir ve esas olarak üretimi artırmayı hedef alırlar. Arz yanlısı politikalar üretimi artırarak arz eğrisini sağa kaydırmaya yönelik politikalar olarak tanımlanır.

Arz yanlısı iktisat esas olarak üç politikayı içerir ancak bu politikaların gereği olarak gündeme getirilen bir dizi önlem söz konusudur;
- Gelir ve kurumlar vergisinde indirim
- Vergi indirimlerine paralel olarak, kamu harcamalarının düşürülmesi
- Yasal ve kurumsal serbestleşme politikası

Arz Talep Dengesi

Arz Talep Dengesi = Fiyat değişimleri karşısında satıcı ve alıcıların birbirine zıt yönde tepkileri sonucu; fiyatlar yükselirken piyasada arzın genişleyip talebin daralması, fiyatlar düştüğünde ise arzın daralıp talebin genişlemesi ve sonuçta denge fiyatında arz ve talebin eşitlenmesi durumudur.

Talep arzdan fazla ise, üreticiler talep fazlalığından daha fazla üretecekler ve bu süreç arz ile talep eşitlenene kadar sürecektir. Arz talepten fazla ise, talep eksikliği nedeniyle fiyat düşecek ve üreticiler o malı daha az üretip piyasaya sunacaktır. Bu etkileşim sonucu piyasada arz ve talep miktarları eşitlenmiş olur. Bu durumda piyasada o malın kıtlığı ya da fazlası söz konusu değildir.
Arz ve talep miktarlarının eşitlendiği durumda denge fiyatı oluşmuştur. Denge fiyatı hem arz hemde talep fiyatıdır. Arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktadır.

Klasik iktisatçılar piyasaların daima arz ve talep dengesi arasında işleyeceğini varsayarlardı. Günümüzde neo-klasik iktisat politikalarını savunanlarda aynı varsayımlardan hareket ederler. Arz-talep dengesi yaklaşımı, bugün artık iktisat dışı konularda da kullanılacak ölçüde yaygınlaşarak, popüler kültür jargonunda yerini almıştır.

Artan Risk İlkesi

Artan Risk İlkesi = Yatırımcıların daha fazla getiri elde etmesi için daha fazla risk almasıdır. Bu riskler girdi maliyetleri ve çıktı fiyatlarında ki dalgalanmalar gibi pazar riskleri, malın, tesisin ve araçların kullanımı ve bunlara bağlı yapılan yatırıma bağlı zarar riskleri, araştırma-geliştirmeye yapılan yatırımın başarısı veya başarısızlığıyla ilgili riskler, döviz kuru ve hisse oranı değişkenliğinden kaynaklanan finansal riskler, kredi riskleri vb olabilir. Yatırımcıların daha fazla risk alması, sermaye maliyetlerinin yükselmesine ve sonuçta firmaların iyi yatırımlar bulmakta güçlük çekmesine neden olur.

Fayda teorisinde genelde kabul edilen riske karşı kişisel tavrın sabit olacağı ilkesi, risk ve fayda arasında kurulacak fonksiyonel ilişkinin dengede olması için önemlidir. Buna göre dengede bir risk veya fayda ilişkisinde, risk almayı seven bir kişinin riske karşı fayda maksimizasyonu bu fonksiyonunu ikinci türevinin negatif olma koşulunu içermek zorundadır. Artan risk türev piyasalarda bir noktadan sonra azalan fayda sağlayacağı ve kaybetme olasılığını yükselteceğinden, risk almasını seven yatırımcıda bile belli bir aşamada yatırım yapma isteğinin kalması beklenemez.

Arbitraj

Arbitraj = Herhangi bir menkul kıymetin, dövizin yada kıymetli madenin bir piyasadan alınıp, hemen başka bir piyasada daha pahalıya satılarak, risksiz bir şekilde kar edilmesidir. Arbitraj işlemler piyasalar arasındaki fiyat farklılıklarından yararlanmaya dayanır. Özellikle döviz arbitrajı, bir ülke parasının değişik ülkelerin serbest döviz piyasalarında farklı değerler taşıması durumunda, dövizlerin ülkeden ülkeye aktarılmasıyla elde edilen net yararı gösterir.

Arbitraj işlemleri piyasalar arasındaki fiyat farklılıklarının azalmasına yol açar. Finans piyasalarının küreselleşmesi arbitraj olanağını azaltmaktadır. Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, piyasalar arası fiyat farklılıkları son derece düşük olmakta, ortaya çıkan farklılıklar çok kısa süre içinde bu tür işlemlerle ortadan kalkmaktadır.